PROGRAM-TOPLUM YAPISI VE HUKUKÎ İLİŞKİLER
Yapının güç öğeleri olan bilgi, bilim ve teknoloji, iktisat ve güvenlik alanlarına girmeden önce, temelini oluşturan hukuk konusunu konuşmakta fayda vardır. Daha önce, gücün sürekliliğinin nasıl sağlanacağından bahsetmiştik. Yapının kendisinin sürekliliği ise hukukun sürekliliğine bağlıdır. Hukuk, doğanın dengesini kendi içinde sürekli sağlaması örneğinde olduğu gibi, yapının, hakkaniyeti koruyarak sonsuza kadar devam etmesini sağlayacaktır.
Hak, öğelerin değerlerinin karşılığıdır. Öğelerin değeri, bünyelerinde var olan özelliklerin toplamıdır.
İnsan, dünyadaki öğeler arasında akıl yeteneği açısından en ilerisidir. Bu yetenek ona yeryüzünde diğer öğeler üzerinde üstünlük sağlama imkânı vermiştir. Yapı, sadece insanlar arasında değil, bütün öğeler arasında hakkaniyeti sağlama amaçlıdır.
Öğelerin değeri, bünyelerinde var olan özelliklerin ölçülmesi ile bulunur. Söz konusu özelliklerin ölçülmesi, tespit edilmiş kıstaslara göre ve en üst konumda bulunan insanlar marifetiyle gerçekleştirilir. İnsanlar, değerlerine göre kategorilere ayrılır. Temelde dört kategori bulunur. Bunlar, tasavvuftaki “Şeriat”, “Tarikat”, “Marifet” ve “Hakikat” aşamalarına karşılık gelecek şekilde “Topluluk”, “Okullular”, “Görevliler” ve “Ermişler”dir. Bu kategorilerdeki insanlar da yine değerlerine göre kendi aralarında sıralanırlar.
Ülkede yönetim, yasama, yürütme ve yargı erkleri Ermişler’in elindedir. Ermişler, bütün alanlarda karar verici makamlarda bulunurlar. Görevliler ise, Ermişler’e yardımcı olacak şekilde bütün işlerde yürütücü görevler alırlar. Okullular, yol eğitimine alınabilecek düzeyde olup söz konusu eğitime katılanlardır. Topluluk, yol eğitimine alınacak düzeyde bulunmayanlardır; Ermişler ve Görevliler’in talimatları doğrultusunda çalışırlar.
İnsanlar, zaman sırasına göre öncelikle zekâ, sonrasında ahlâk ve çalışkanlık açısından değerlemeye tabi tutulur. Yapı içerisinde yönetici konuma gelecek insanlar, küçük yaşlardan itibaren elemeden geçirilir. İnsanlar önce zekâ (ilk olarak 6, sonrasında 11 yaşında), sonra ahlâk (15 yaşında) ve daha sonra çalışkanlık (18 yaşında) ölçütleri gereğince sınanmak ve sayıları giderek azaltılmak suretiyle üniversiteye alınırlar. Her aşamadaki sınavlar neticesinde belirlenen kontenjana girenler, sınavı geçmiş olurlar. Herhangi bir aşamadaki sınavı geçemeyenler, bir sonraki aşamanın sınavına giremezler. 6 yaşındaki ilk zekâ sınavını geçenler ve geçemeyenler farklı tarzda ilkokullara (sırasıyla üst düzey ve vasat düzey) giderler. 11 yaşındaki ikinci zekâ sınavını geçenler üst düzey, geçemeyenler vasat düzey ortaokula devam ederler. 15 yaşındaki ahlâk sınavını geçenler üst düzey, geçemeyenler vasat düzey liseye devam ederler. 18 yaşındaki çalışkanlık sınavını geçenler üniversitelerin lisans, geçemeyenler isterlerse önlisans bölümlerine devam ederler.
Lisans bölümlerinden başarı ile mezun olanlar, kontenjan dahilinde, marifet kazanacakları Okul’a alınırlar. Marifet Okulu’ndan mezun olanlar, kontenjan dahilinde Görevli ve sonrasında yine kontenjan dahilinde Ermiş olurlar.
İnsanların lisans öğreniminden sonraki durumları, sınanmış zekâ, ahlâk ve çalışkanlık sıfatlarını korumalarının yanı sıra meslekî bilgi ve uygulama konusundaki düzeylerine göre belirlenir.
Ermişlerin başında Kağan bulunur. Ermişler, yasama (meclis), yürütme (Başkanlık Kurulu ve hükümet) ve yüksek yargı (Anayasa Mahkemesi üyeleri ile Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay’da oluşturulacak üst kurullar) ile Okul ve üniversitelerin yönetim ve eğitim kadrolarını oluştururlar.
Görevlilerin başında Başgörevli bulunur. Görevliler:
yasama organının diğer işlerini yürüten,
yürütme organına bağlı birimlerde en alt kademedekilerin haricindeki,
yargı organında Ermişlerin haricindeki ve
diğer kamu faaliyeti yürüten kurumlarda en alt kademedekilerin haricindeki
kadroları oluştururlar.
Ermişlerden oluşan Meclis’in dışında, halkın oylarıyla seçilen temsilcilerden oluşan Danışma Kurulu teşkil edilir. Danışma Kurulu üyelerinin:
Yarısı genel oyla,
Beşte ikisi meslek örgütlerinden,
Onda biri dernek ve vakıflardan
seçilir.
Yeni bilgilere ulaşmak ve yeni teknolojik gelişmeler sağlamak, hizmet, sanayi ve tarım alanlarında üretimi daha verimli kılmak ve geliri en adaletli şekilde dağıtmak için gerekli sistemi kurmuş, her alanda güvenlik sorununu çözmüş, dünyadaki diğer millî devletler ile eşitliğe dayalı ilişkilerin parçası olan ve sonsuza dek sürecek bağımsız, millî, tekil, lâik ve adaletli bir devletin kurulması ve bu devletin, tek varlık bilincine sahip zeki, ahlâklı ve çalışkan yurttaşlarıyla, her günü bir önceki günden daha ileri olmak üzere yüceliğin sonsuzluğuna yürümesi için ülke yönetiminde, o ülkenin her konuda en iyi yurttaşlarının bulunması gerekir. Siyasî, ticarî, ailevî, vb. bütün güç mücadelelerinden ve sözde denge arayışlarından, insanî (zekâ, ahlâk, çalışkanlık) ve meslekî olmayan özelliklere dayalı üstünlük anlayışından bütünüyle kurtulmuş; kimsenin kimseye insanî ve meslekî özellikler dışında üstünlüğünün olmadığı; bilimsel, teknolojik, iktisadî, sosyal, vb. alanlardaki gelişmenin ana yürütücü gücünün kâr ve diğer insanlar üstünde üstünlük kurma hırsı yerine bilgi aşkı, hayatı kolaylaştırma ve güzelleştirme isteği ve varlığın bütün öğeleri arasında hakkı tesis etme anlayışı olduğu ortam, ancak insanî ve meslekî açıdan en üstün olan insanlar tarafından kurulabilir. Burada, diğer insanlar, olabilecek isteklerini iletmek üzere Danışma Kurulu’nu kullanacaklardır.
Bütün sıkıntılarından kurtulmak isteyen iyi niyetli insanlar, işi ve yönetimi ehline yani insanî ve meslekî özellikleri en yüksek olan insanlara vermenin tek çözüm olduğunu görmelidirler.